-
1 daha büyük
1. bigger (adv.) 2. greater (adv.) -
2 daha\ büyük
бо́льший -
3 daha büyük bir bot kiralamak istiyorum
I'd like to rent a larger boat.Turkish-English dictionary > daha büyük bir bot kiralamak istiyorum
-
4 daha büyük bir oda gösterir misiniz
Would you please show me a larger roomTurkish-English dictionary > daha büyük bir oda gösterir misiniz
-
5 daha büyük bir şeyleriniz var mı
Do you have anything largerTurkish-English dictionary > daha büyük bir şeyleriniz var mı
-
6 daha büyük boyu var mı
Do you have a larger one, Is it available in a bigger size -
7 daha büyük koz oynamak
v. overtrump -
8 daha\ büyük\ olmak
перераста́ть -
9 den çok daha büyük
much grater than -
10 den daha büyük
greater than -
11 daha
1.1) ещё, пока́ ещё, до сих пор; всё ещёdaha bir saat olmadı — [пока́] ещё не прошло́ и ча́са
2) ещё, бо́лее (в добавление)daha az — ме́ньше
daha az kıymette — ме́нее це́нное
daha az konuşur oldu — он стал ещё молчали́вее
daha çabuk — ещё быстре́е
daha çok — [ещё] бо́льше
daha doğrusu — точне́е, верне́е
daha erken — а) ещё ра́но; б) ра́ньше
daha fazla — ещё бо́льше
daha görüşürüz — ещё уви́димся
daha iyi — а) ещё лу́чше; б) лу́чший; бо́лее хоро́ший
daha iyi kalite — лу́чшего ка́чества, лу́чшее ка́чество
daha kolay — [ещё] ле́гче
daha küçüğü yok mu? — а поме́ньше нет?
daha sonra — по́зже, в дальне́йшем
daha yavaş — [ещё] ме́дленнее
daha zor — [ещё] трудне́е
oraya bir daha git — сходи́ туда́ ещё раз
birdaha yapma — бо́льше не де́лай так
bir saat daha beklemeli — ну́жно подожда́ть ещё час
biraz dahaverin — да́йте ещё немно́го
bu ondan daha büyük — а) э́тот [ещё] бо́льше того́; б) э́тот ста́рше того́
ne kadar daha — ско́лько ещё
2.мат. плюс◊
daha daha? — ну-ну?, что ещё?◊
dahaiyi ya! — тем лу́чше!◊
dahaneler — ещё что!; ну что ещё!; невозмо́жно!; не мо́жет быть! -
12 بزرگتر
daha büyük -
13 больше
daha büyük; daha fazla; artık,bir daha* * *1) прил. (сравн. ст. от большой) (daha) büyük2) нареч. (сравн. ст. от много) (daha) çok, (daha) fazlaв три ра́за бо́льше — üç kat / misli fazla
поучи́ть в пять раз бо́льше — beş katını / mislini almak
бо́льше всего́ — en çok
бо́льше всего́ он люби́л музыку — en sevdiği (şey) müzikti
бо́льше, чем нужно — gereğinden / lüzumundan fazla
у него́ бо́льше о́пыта, чем у тебя́ — onun tecrübesi seninkinden geniştir
я люби́л его́ бо́льше, чем родно́го бра́та — onu kardeşimden çok severdim
но и ты сде́лал не бо́льше — ama daha fazlasını sen de yapmadın
бо́льше ничего́ сде́лать нельзя́ — başkaca bir şey yapılamaz
3) нареч. (в отриц. предложениях) artık; (bir) dahaтак бо́льше продолжа́ться не мо́жет — bu, böyle süremez
э́то всё, бо́льше я ничего́ не зна́ю — hepsi o kadar, başka bir bildiğim yoktur
бо́льше об э́том не говори́лось — bundan bir daha söz edilmedi
бо́льше я ему́ не ве́рю — ona artık inanmaz oldum
де́ло бо́льше не те́рпит отлага́тельств — işin artık gecikmeye tahammülü yoktur
мне бо́льше ничего́ не на́до — başka şey istemem
я не нае́лся. Бо́льше нет? — doymadım. Daha yok mu?
бо́льше не бу́ду! — bir daha yapmam!
4) нареч. aşkın, çok, fazlaбо́льше то́нны — bir tonun üstünde, bir tandan çok / fazla
бо́льше двух часо́в — iki saati aşkın, iki saatten fazla
прошло́ не бо́льше двух часо́в — iki saat ancak geçti
ему́ бо́льше сорока́ (лет) — (yaşı) kırkı aşkındır
на вид ей не бо́льше двадцати́ (лет) — yirmisinde ancak görünüyor
э́та кни́га сто́ит не бо́льше рубля́ — bu kitap ancak bir ruble eder
5) (преимущественно, главным образом) daha çok••... тем бо́льше у тебя́ ша́нсов оста́ться —... kalma şansın da o denli yüksektir
скажу́ бо́льше,... — dahasını söyleyeyim,...
он ещё бо́льше побледне́л — daha beter sarardı
бо́льше он ни на что не годи́тся — başka işe yaramaz o
чита́я письмо́, он всё бо́льше удивля́лся — mektubu okudukça hayreti büyüyordu
э́то бо́льше, чем изме́на — ihanetten de öte bir şeydir bu
бо́льше того́,... — üstelik
-
14 больший
daha büyük* * *сравн. ст. от большой daha büyük; daha fazlasıбо́льшая часть пассажи́ров — yolcuların çoğu
тре́бовать бо́льшего — fazlasını istemek
бо́льшего от него́ ждать не прихо́дится — ondan daha çoğu beklenemez
••бо́льшей ча́стью, по бо́льшей ча́сти — çoğu
-
15 major
daha büyük, daha önemli, büyük, resit; büyük önerme; (üniversitede) ana dal, esas dal; majör; binbasi -
16 старше
он ста́рше тебя́ по во́зрасту — yaşça senden büyüktür
она́ не ста́рше тридцати́ лет — kadın otuzunu aşkın değildir
де́ти (в во́зрасте) ста́рше десяти́ лет — on yaşından büyük çocuklar
ли́ца в во́зрасте семи́десяти лет и ста́рше — yetmiş yaşında ve daha yaşlı kimseler
-
17 μεγαλύτερος
daha büyük, daha yüce -
18 do you have a larger one
daha büyük boyu var mı -
19 do you have anything larger
daha büyük bir şeyleriniz var mı -
20 i'd like to rent a larger boat
daha büyük bir bot kiralamak istiyorum.
См. также в других словарях:
büyük boy — sf. Normal ölçülerden daha büyük Bir ana dans sırasında, büyük boy duvar aynalarından birini gösterdi. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük terim — is., man. Kapsamı daha geniş olan son uç önermesinin yüklemi görevini taşıyan terim … Çağatay Osmanlı Sözlük
deveden büyük fil var — herhangi bir konuda söz sahibi olanlardan daha büyük, daha yetkili birinin bulunabileceğini anlatmak için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
özrü kabahatinden büyük — bir suç veya kabahat için özür dilerken daha büyük suç işleyen kimseler için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Adem Büyük — Adem Büyük Spielerinformationen Geburtstag 30. August 1987 Geburtsort Hopa, Türkei Größe 177 cm Position Stürmer … Deutsch Wikipedia
kavak da nar bitermi? sularsan daha iyi biter — olmayacak bir işi, bir büyük veya amiri dediği için kabullenmek … Beypazari ağzindan sözcükler
EHYEB — Daha heybetli, daha büyük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EKBER — Daha büyük, en büyük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSM-İ TAFDİL — Renge, şekil ve vasfa dâir (ef al) vezninde olan mutlak ve uzuv noksanlığına delâlet etmemek üzere mukâyeseli üstünlük ifâde eden sıfatlardır. Daha büyük, en büyük, daha küçük, en küçük, en güzel, daha güzel gibi mânâlara gelir. (Kebir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
A'ZAM — Çok büyük. En büyük. Daha büyük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük